MÜSNED-İ HANBEL

BABLAR    KONULAR    NUMARALAR

YÖNETİCİLİK VE HİLAFET

<< 3635 >>

20- Ebu Bekr'e Biat Edilmesi

 

1. İbn Abbas

 

- - (-)

27315- İbn Abbas bildiriyor: Ömer b. el-Hattab'ın son haccı sırasında Mina'da Abdurrahman b. Avf'ın çadırında müslümanlara Kur'an okutuyordum. Bir defasında Abdurrahman çadıra döndüğünde ben onu bekliyordum. Abdurrahman gelince şunu anlattı: "Adamın biri Ömer b. el-Hattab'a geldi ve: ''Filan kişi senin ölmen durumunda falan kişiye biat edeceğini söylüyor'' dedi. Ömer de: ''Bugün akşam insanlara bir konuşma yapacak ve yönetimi gasbetmek isteyen bu kişilere karşı onları uyaracağım'' karşılığını verdi. Ona: ''Ey müminlerin emiri! Böyle yapma. Zira şu an hac mevsimi ve cahil başıboş insanlar da bir arada bulunuyor. İnsanlara konuşma yapacağın zaman çevrende çoğunluğu oluşturacak kişiler bunlar olabilir. Bir konuşma yapıp, bunu senden duyanların anlamamalarından ve farklı bir şekilde başkalarına aktarmalarından korkarım. Medine'ye dönene kadar bekle, zira Medine hem hicret, hem de sünnet yurdudur. Anlayışlı ve saygın insanları bulursun. Söylemek istediklerini istediğin şekilde söyler, ilim sahipleri de demek istediğini anlar ve yanlış bir şekilde başkalarına aktarmazlar'' dediğimde, Ömer: ''Medine'ye sağ salim bir şekilde dönersem konaklayacağım ilk yerde insanlarla bunu konuşacağım'' karşılığını verdi."

 

Zilhicce ayının sonunda Medine'ye vardık. Cuma günü olduğunda körün yolunu tutup aceleyle Mescid'e gittim. Said b. Zeyd'in benden önce gittiğini ve minberin sağ direğine dayanıp oturduğunu gördüm. Dizim dizine değecek şekilde yanında oturdum. Çok geçmeden Ömer çıktı. Onun geldiğini gördüğümde: "Bu akşam bu minberin üzerinde öyle bir konuşma yapacak ki şu ana kadar bu minberde böyle konuşma yapılmadı" dedim. Said b. Zeyd bu sözümü garipsedi ve: "Daha önce kimsenin söylemediği neyi söylemesini bekliyorsun ki!" karşılığını verdi.

Ömer çıkıp minberde oturdu. Müezzin sustuktan sonra kalktı, layıkıyla Allah'a senada bulunduktan sonra şöyle dedi: "Ey insanlar! Size yapmam takdir edilen bir konuşma yapacağım ve belki ölümümden önceki son konuşmamdır. Söyleyeceklerimi anlayıp kavrayan kişi gittiği her yerde başkalarına aktarsın. Fakat diyeceklerimi iyice anlayamamış olmaktan çekinenler bilsin ki benim adıma yalan söylemek kimseye helal değildir. Allah, Muhammed'i (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hakla gönderdi ve ona Kitab'ı indirdi. Allah'ın indirdiği ayetlerden biri de recm ayetleridir. Bu ayeti Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında okuyup ezberledik. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) recmetti, biz de ondan sonra recmettik. Fakat zaman geçtikçe bazılarının: ''Recm ayetini Allah'ın Kitab'ında göremiyoruz'' demelerinden ve Allah'ın emrettiği farzlarından birini bırakarak sapmalarından korkuyorum. Evli olup da zina eden erkek ve kadının, bu yaptıkları bir delil veya hamilelik veya itirafla ortaya çıkarsa recmedilmeleri Allah'ın Kitab'ına göre haktır. Yine Allah'ın Kitab'ında okuduklarımız arasında: ''Babalarınızdan yüz çevirmeyin. Zira (başka bir soydan olduğunuzu söyleyip) babalarınızdan yüz çevirmeniz sizin için bir küfürdür'' ayeti de vardı. Bilin ki Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''İsa b. Meryem'in övülmesi gibi beni övmeyin! Ben Allah'ın kuluyum! Benim için "Allah'ın kulu ve Resulü" deyin!'' buyurmuştur.

Bazılarınızın: "Eğer Ömer ölürse filan kişiye biat edeceğim!" dediği bana ulaştı. Hiç kimse: "Ebu Bekr'in biatı oldu bittiye getirilmiştir!" demesin. Bu şekilde olmuştur, ama Allah bundan dolayı, bu işten gelecek fitneden bizleri korumuştur. Ebu Bekr'e boyun eğilip itaat edildiği gibi içinizden kimseye gönülden boyun eğilmez. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in vefatından sonra bizim (biat konusundaki) durumumuza gelince; Ali, Zübeyr ve onlarla birlikte olanlar bize katılmayıp Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in kızı Fatıma'nın evinde toplandılar. Aynı şekilde tümüyle Ensar bize katılmayıp Saide oğullarının evinde taraftarlarıyla birlikte toplandılar. Muhacirler ise hilafet konusunda Ebu Bekr'in üzerinde anlaştılar. Ebu Bekr'e: "Ey Ebu Bekr! Hadi Ensar'dan o (bize nıuhalif olan) kardeşlerimizin yanına gidelim" dedim.

Yanlarına gitmek için yola çıktık. Onlara yaklaştığımız zaman bizi, onlardan salih olan iki kişi karşıladı ve insanların (Ensar'ın) kimin etrafında toplandıklarını söylediler. Bize: "Ey Muhacirler! Nereye gidiyorsunuz?" diye sorduklarında: "Ensarlı o kardeşlerimizin yanına gitmek istiyoruz" karşılığını verdik. Ancak onlar: "Gitmeniz uygun olmaz, onlara yaklaşmayın ve kendi işinize bakın" dediklerinde: "Vallahi yanlarına gideceğim!" karşılığını verdim. Devam edip Saide oğullarının evine gittik. Hepsi orada toplanmıştı ve önlerinde giysilerine sarınmış bir adam vardı. "Kim bu?" diye sorduğumda: "Sa'd b. Ubade" dediler. "Neyi var?" diye sorduğumda: "Ateşi var" dediler. Az bir oturduktan sonra hatipleri kalktı, Allah'a layıkıyla senada bulunduktan sonra: "Bizler Allah'ın yardımcıları ve İslam'ın askerleriyiz. Siz de ey Muhacirler bizim bir parçamızsınız. Ancak içinizden bazıları bizi aslımızdan koparmak ve idare işinden uzak tutmak istediler" dedi.

Hatip biraz susunca ben konuşmak istedim. Kendimce güzel bir konuşma hazırlamıştım. Onu Ebu Bekr'in de önünde yapmak istedim. Ebu Bekr'e karşı olan öfkeyi de biraz dindirmek niyetindeydim. Ebu Bekr ise benden daha yumuşak huyluydu. Bu şekilde konuşmak isteyince, Ebu Bekr: "Acele etme" dedi. Ben de konuşup onu kızdırmak istemedim. Bunun üzerine Ebu Bekr bir konuşma yaptı. Konuşmasında, benim söylemek istediğim ne kadar güzel şey varsa kelimesi kelimesine benzerini veya daha güzelini söyledi. Sonra: "Kendi hakkınızda söylediğiniz hayırlı şeylere sizler gerçekten de layıksınız. Ancak, soy ve yerleşim bakımından Arapların orta yerinde yer aldıkları için bu idare işi hep Kureyş'in bu kavminde olmuştur. Ben sizin için şu iki kişiyi tavsiye ediyorum. İstediğinize biat edin" dedi ve benim elimle aramızda oturan Ebu Ubeyde b. el-Cerrah'ın elini tuttu. Ebu Bekr'in dedikleri arasında işte sadece bu son kısım hoşuma gitmedi. Zira içlerinde Ebu Bekr'in bulunduğu bir topluluğa idareci seçilmektense, vallahi orta yerde boynumun yumlmasını gerektirecek bir günah işlemiş olmayı daha fazla isterdim. Ancak şu an düşünmediğim bir şeyi ölüm anında nefsim bana güzel gösterebilir.

Ensar'dan bir adam (hem tevazu, hem kibir karışımı): "Ben küçük bir çubuğum ama kaşıntıyı gideririm, bir hurma salkımıyım ama en tepedeyim! Ey Kureyşliler! Bizden bir halife, sizden de bir halife olsun" dedi. Sonrasında kargaşa başladı, sesler yükseldi. Fitne çıkmasından korktuğumdan dolayı: "Ey Ebu Bekr! Uzat elini!" dedim. Ebu Bekr elini uzatınca ona biat ettim. Sonra Muhacirler ona biat etti. Ondan sonra Ensar ona biat etti. Sa'd b. Ubade'nin üzerine yüklendiğimizde, birisi: "Sa'd b. Ubade'yi öldürdünüz!" dedi. Ben de: "Allah, Sa'd'ın canını alsın!" karşılığını verdim. Vallahi o zamanlarda Ebu Bekr'e biattan daha uygun bir yol bulamadık. Zira bir kişinin üzerine anlaşıp ona biat etmeden oradan ayrılmamız halinde, geride kalanların başka birine biat etmelerinden korktuk. O zaman ya istemediğimiz birine biz de biat edecektik veya onlara karşı çıkacaktık ve böylece fitne çıkacaktı. Onun için müslümanlarla istişare etmeden, birine biat eden kişinin bu biatı geçerli olmaz ve biat eden ile kendisine biat edilen kişinin öldürülmesinden korkulur."

Ravi İshak der ki: Malik'e: "İbn Abbas'ın ''Körün yolu'' ifadesinden kastı nedir?" diye sorduğumda: "Belirli bir yolu değil de herhangi bir yolu tuttuğunu, soğuğa ve sıcağa aldırmadığını kastediyor" dedi.

Malik der ki: "İbn Şihab'ın Urve b. ez-Zübeyr'den naklen bana bildirdiğine göre yolda kendileriyle karşılaştıkları o iki adam Uveym b. Saide ile Ma'n b. Adiy idi."

İbn Şihab der ki: "Said b. el-Müseyyib'in bana bildirdiğine göre Saide oğullarının evinde "Ben küçük bir çubuğum ama kaşıntıyı gideririm, bir hurma salkımıyım ama en tepedeyim!" diyen kişi Hubab b. el-Münzir'dir."

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Buhari (8/168-170, 12/128-139), Müslim (2/33), Ebu Davud (4/251-252) ve Tirmizi (1/269) rivayet ettiler.

 

 

2. Ömer ve İbn Mes'ud

 

- - (-)

27316 (1)- Abdullalı (b. Mes'ud) der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat edince Ensar, Muhacirlere: "Bizden bir halife, sizden bir halife olsun" dediler. Ancak Ömer yanlarına geldi ve: "Ey Ensar! Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ebu Bekr'i namaz kıldırması için cemaate imam tayin ettiğini biliyorsunuz! Hal bu iken bu konuda Ebu Bekr'in önüne rahat bir şekilde nasıl geçebileceksiniz?" dedi. Ensar: "Ebu Bekr'in önüne geçmekten Allah'a sığınırız" karşılığını verdiler.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: İbn Sa'd (3/178), İbn Ebi Şeybe (14/567), Nesai (2/74) ve Hakim, Müstedrek'te (3/67) rivayet ettiler. Heysemi, Mecmau'z-Zevaid'de (5/173) der ki: "Ahmed ve Ebu Ya'la rivayet etti. İsnadında zayıflığı olmasına rağmen güvenilir biri olan Asım b. Ebi'nNücüd vardır. Diğer ravileri ise Sahih'in ravileridir."

 

 

 

27317 (2)- Abdullah (b. Mes'ud) der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat edince Ensar, Muhacirlere: "Bizden bir halife, sizden bir halife olsun" dediler. Ancak Ömer yanlarına geldi ve: "Ey Ensar! Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ebu Bekr'i namaz kıldırması için cemaate imam tayin ettiğini biliyorsunuz! Durum bu iken bu konuda Ebu Bekr'in önüne rahat bir şekilde nasıl geçebileceksiniz?" dedi. Ensar: "Ebu Bekr'in önüne geçmekten Allah'a sığınırız" karşılığını verdi.

 

[Sahih]

 

 

 

27318 (3)- Abdullah (b. Mes'ud) der ki: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat edince Ensar, Muhacirlere: "Bizden bir halife, sizden bir halife olsun" dediler. Ancak Ömer yanlarına geldi ve: "Ey Ensar! Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Ebu Bekr'i namaz kıldırması için cemaate imam tayin ettiğini bilmiyor musunuz?" diye sordu. "Biliyoruz" dediklerinde: "O zaman bu konuda Ebu Bekr'in önüne rahat bir şekilde nasıl geçebileceksiniz?" dedi. Ensar: "Ebu Bekr'in önüne geçmekten Allah'a sığınırız" karşılığını verdi.

 

[Sahih]

 

 

3. Hz. Ebu Bekr

 

- - (-)

27319- Humeyd b. Abdirralıman der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat ettiğinde Ebu Bekr, Medine'nin kenarında bir yerdeydi. Gelip Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yüzündeki örtüyü açıp öptü ve: ''Anam babam sana feda olsun! Zira sen diri olarak da ölü olarak da tertemizsin. Kabe'nin Rabbine ondolsun ki Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) öldü!'' dedi ... " Ravi söz konusu hadisi aktarıp şöyle devam eder:

Ebu Bekr ile Ömer hızlıca Ensar'ın toplandığı yere geldi. Ebu Bekr kalkıp bir konuşma yaptı ve Ensar hakkında ne kadar inmiş valıiy ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) tarafından söylenmiş söz varsa hepsini zikretti. Yine: "Siz de biliyorsunuz ki Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''İnsanlar bir vadiye, Ensar da başka bir vadiye girse ben Ensar'ın girdiği vadiye girerim'' buyurmuştur. Ey Sa'd! Senin de oturduğun bir yerde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: ''Kureyş bu işin başını çeker. İnsanların iyileri onların iyilerine, kötüleri de onların kötülerine tabi'dir'' buyurduğunu biliyorsun" deyince, Sa'd: "Doğru söylüyorsun! Bu konuda sizler emir, bizler ise veziriz" karşılığını verdi.

 

[Hasen]

 

Heysemi (8973) der ki: "Hadisi İmam Ahmed rivayet etmiştir. Hadisin başından bir bölem Sahih'te geçmektedir. Hadisin ravileri güvenilir kimselerdir. Ancak Humeyd b. Abdirrahman, Ebu Bekr'e yetişmemiştir."

 

 

 

27320 (2) Abdülmelik b. Umeyr, Zatu's-selasil gazvesinde Ebu Bekr'in arkadaşı olan Rafi et-Tai'den bildiriyor: Ebu Bekr'e kendisine biat edildiği zaman konuşulanları sorduğumda, bu konuda Ensar'ın dediklerini, kendisinin onlara verdiği cevabı, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in hastalığı sırasında kendisini cemaate imam yapmasını onlara hatırlatmasını anlattı ve: "Bu şekilde bana biat ettiler. Ben de biatlarını kabul ettim. Zira ardından dinden çıkma olaylarını da beraberinde getirecek bir fıtnenin çıkmasından korktum" dedi.

 

[Sahih]

 

Heysemi (9018) der ki: "Hadisi İmam Ahmed hocası Ali b. Ayyaş'tan rivayet etmiştir. Bu zatı tanımıyorum. Diğer ravileri güvenilir kimselerdir."

 

 

4. Zeyd b. Sabit

 

- - (-)

27321 - Ebu Said el-Hudri der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat ettiği zaman Ensar'ın sözcüleri kalkıp: "Ey Muhacirler! Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sizden birine bir görev verdiği zaman yanına bizden bir adamı da verirdi. Bundan dolayı hilafet işini biri sizden, biri de bizden olmak üzere iki kişinin yapmasını uygun görüyoruz" demeye başladılar. Ensar'ın diğer sözcüleri de bu yönde konuşmalar yapınca Zeyd b. Sabit kalktı ve: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Muhacirlerden biriydi. Bundan dolayı imam da Muhacirlerden biri olacaktır. Biz de Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yardımcıları (Ensar'ı) olduğumuz gibi bu imamın da yardımcıları olacağız" dedi. Ebu Bekr de kalktı ve: "Ey Ensar! Allah sizlere hayırlar ınsan etsin ve bu sözcünüzü (Zeyd'i) hak üzerinde tutsun. VAllahi şayet farklı bir şey deseydiniz sizlerle anlaşamazdık" dedi.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Taberani, el-Mu'cemu'l-kebir'de (4785) ve Hakim, Müstedrek'te (3/76) rivayet ettiler.

Heysemi (8938) der ki: "Hadisi Taberani ve İmam Ahmed rivayet etmiş olup, ravileri Sahih'in ravileridir."